Perşembe, Ağustos 19

Umudunu kaybedersen her şeyini kaybedersin.

İnanarak yaşamalı insan. Tanrı'ya inanın putlara inanın diye bir tabudan bahsetmiyorum. Kendinize inanın, umutlarınızla yaşayın her zaman.
Bir arkadaşım sayesinde "Secret" olayına sardım ben son aylarda. Önyargılı olmayın bence, kitabını okuyun, belgeselini izleyin falan.
Çekim yasasından bahsediyor bu "secret".
Neye inanırsan onu yaşayacaksın diyor ki çok mantıklı geliyor bu bana.
Kitaptan birkaç örnek vereyim, aklınıza yatar belki.

*Bir adam küçükken resme meraklı. Hayalindeki evi çiziyor ve yıllar sonra ailesiyle bir eve taşınıyor. Çizdiği resim hiç aklında yok. Kolileri açarken oğluyla oğlu bir resim alıyor eline ve adam 6-7 yaşlarındayken çizdiği resimle karşılaşıyor. Tahmin ettiğini gibi adamın çizdiği resim o gün taşındığı evle aynı. Tesadüf değil bence bu.

*Bir kadın 1000 kişilik bir çekilişe katılıyor. Çekilişin büyük ödülü ev. Kadın evi kazanacağına o kadar inanıyor ki alışveriş yapıyor olmayan evine. Gidip koltuk takımları almıyor fakat küçük aksesuarlar alıyor evine uygun. Kadını arayıp evinin anahtarını almaya gelmesi için arıyorlar akabinde.

Sizde de olmaz mı bunlar ? Bir arkadaşınızdan çok bahsedersiniz, görsem ne güzel olur dersiniz ve karşınıza çıkar birden.  Ya da aklınızdan geçen başınıza gelir ertesi gün..

Batıl dersiniz belki buna ama düşünün; umut etseniz ne kaybedersiniz ?

Hepsini geçtim şimdi. "secret"mış, inanmakmış.
İnanmak başarmanın yarısıdır derler hep ya da bir şeyi 40 kere söylersen olur..
Bunların hepsi farklı durumlarda çok farklı kültür seviyesine sahip insanların ağzından çıkar. Hepsi farklı şeyler mi sizce ?

Umut etmek, bir şeyin olacağına inanmak o şeyi bir zaman bir şekilde oldurur.

Hayal kurun mesela.. Sahip olmak istediğiniz bir eşyayla ya da hayatınızın insanıyla ilgili hayaller.. Bir gün hayalinizde o insanla muhteşem bir gün geçirin, istediğiniz arabaya sahip olmaya inanmanın yanında içinde bulunmasını istediğiniz küçük aksesuarları düşünün. Evim olsa demeyin de evinizin dizaynını düşünün. Mesela "ah şuraya gitsem, ama gidemem ki para mı var ?" diyeceğinize oraya gidin hayalinizde. Güzel bir lokantada yemeğinizi yiyin, istediğiniz bir otelde kalıp gezin her yeri.

Karamsarlığa düşmek insana hiçbir şey kazandırmaz.
- Of, olmayacak.
- Ohoo, nerde bende o şans.
- Abi biz hayatımızı versek o evde yaşayamayız.
- Bu kız bana dönüp hayatta bakmaz.
vs vs..
Çıkarın bu replikleri hayatınızda. Olmayacak yerine olunca yaşayacaklarınızı düşünün, şansınıza güvenin, rüyanızdaki eve sahip olun hayalinizde.

Bu düşünceyle yaşayın ki, teker teker kavuşun isteklerinize. Bunu derken şunu kastetmiyorum tabii ki. Denizden yürümeyi ya da uçmayı hayal etmeyin. Olabilecek şeyler üzerine kurun inançlarınızı. Kötünün kötüsü vardır gibi bir polyyannacılık oyununa girin. Sahip olamadıklarınıza kafa patlatacağınıza sahip olduklarınıza şükredin. Allah' şükredin nefes aldığınızda. Allah'a inanmıyorum diyorsanız, kendinizde bulduğunuz yaşama gücüne şükredin, kendi tanrınız olun hiç  olmazsa.

Amaan hayat kısa ve boş demeyin. Yaşayabileceğinizin en iyisini yaşayın ki çekilebilir kılabilin şu hayatı.
Kimse sizin için kendi lükslerinizden vaz geçmez aileniz hariç. Hiç bir dostunuz senin evin yok senin araban yok al benimkiler senin olsun demez. Kendinize sonuna kadar inanmadan önce kimseye inanmayın.

Mesela benim büyük halam 20 senedir aynı numaralara sayısal loto oynar ve bir gün ona çıkacağına emindir o lotonun. O kadar emindir ki her hafta plan yapılır. Borçlar kapatılır, evler alınır falan. Şimdi çıkmasa da büyük ikramiye bir gün çıkacak o güzel hatuna eminim. Onun umutla parlayan gözlerini gördükçe içim açılır benim. Bırakın umutlarınız yaşasın sizinle. Bırakın karamsarlığı da yüzünüz gülsün içiniz acıyacağına.
İnsanları elinizden geldiği kadar mutlu edin. Bununla bile gülümseyebilin.

Mesela sevin tüm insanları. Sevin ama hayatınızın merkezi yapmayın kimseyi. Mutlu edin onları ama onların mutlulukları için kendinizi üzmeyin. Mutlu edin ve bırakın doyasıya yaşasınlar mutluluklarını. Karamsar insanlarla gezip tozmayın mesela. Hep şöyle olmaz mı ? Tembel bir arkadaş edinirsin, çok iyidir hoştur ama bir bakmışsındır sınıfta kalmışsın..
Hayattaki birinciliği kendinize verin. Mutlu olun ve sonra katkı sağlayın başkalarına..

Kısacık hayatı bırak geçsin diye değil de en iyisini yaşamak istiyorum diye yaşayın.
Kendiniz için her şey.
İnanın, güvenin, hayal kurun.

Mesela haftada 1 tl'mizi şans topuna yatırmaya karar verdik Tansu'yla ve biliyorum ki ordan çıkan parayla istediklerimize sahip olacağız. Bundan eminim :)
Mesela biliyorum ki çok ünlü bir yönetmen olacağım yıllar sonra.
Mesela biliyorum ki o'nunla çok mutlu olacağım.

Umut ediyorum, ama inşallah diyerek değil; inanarak.
*Etrafınıza gülücükler saçın ki etrafınız da güldürsün sizi.

1 yorum:

  1. alaaddinin sihirli lambasından cıkan cin bizim için bu evren.
    ne dersek seve seve yapıcak. ama işte şart koşuyo inan. kolay mı inanmak.

    YanıtlaSil

Yaz bağalım